- ağız kavgası etmek
- to bandy words (with sb), to have a row
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekişmek — nsz, le 1) İki yönünden karşılıklı çekmek Halat çekişmek. 2) Bir şeyi birbirine karşı çekmek Bıçak çekişmek. 3) Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek Kura çekiştiler. 4) mec. Ağız kavgası etmek Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dırlaşmak — nsz Kavga etmek, ağız kavgası etmek, dilleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
atışmak — le 1) Ağız kavgası etmek 2) nsz Kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek Nafile atışma, ben seninle barışmam. 3) ed. Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalaşmak — nsz, le 1) Köpekler boğuşup birbirini ısırmak 2) mec. Ağız kavgası etmek Günün birinde hain bir kedi bir kuyruk parçasını kapıp kaçmış, o da bunun için günlerce karısıyla dalaşmış. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavga — is., Far. ġavġā 1) Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa Kavga olmadan evden fırlasak ne iyi olacak. H. E. Adıvar 2) mec. Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük